memleket şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
memleket şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Mayıs 2013 Pazar

Memleket Nazım Hikmet

Vaktiyle genç Nazım’ın hücumlarına maruz kalmış, şairin kırmak istediği putlardan biri: Türk edebiyatının büyük klasiği Abdülhak Hamid şöyle diyor: “ Nazım Hikmet Bey, benim eserlerimi, hata yapmadan bir sayfa bile okuyamaz… Anlayamadığı halde nasıl tenkit edebilir? Ama ben hakkı teslim eden biriyim. Nazım Hikmet’i kendi tarzı içinde beğeniyorum, istidadı var.”

Vâlâ Nureddin’in rivayetine göre Türkiye Cumhuriyetinin milli marşını yazan şair Mehmet Akif de - (Nazım Hikmet, Mehmet Akif -Tevfik Fikret çatışmasında Tevfik Fikret’in taraftarı olmasına rağmen) Nazım’dan övgüyle bahsedermiş. Akideleri, siyasi bakış açıları itibarı ile Nazım Hikmet ile farklı cephelerde yer alan görkemli siyasetçilerden Cemal Paşa, İsmet Paşa, Alpaslan Türkeş ve Süleyman Demirel de onun büyük bir şair olduğunu inkâr etmiyorlardı.


Benim için, edebi ahlak açısından görkemli Türk edebiyatı âlimi Ahmet Kabaklı’nın, Nazım Hikmet ile ilgili düşünceleri çok önemlidir. Ahmet Kabaklı, dev eseri olan beş ciltlik “Türk Edebiyatı” kitabında, Nazım’a ait bölümü ayrı bir kitap olarak yayımlamak istiyormuş. Ahmet Kabaklı, akideleri, dünya görüşü itibarı ile Nazım Hikmet ile taban tabana zıt görüşlere sahip olan, antikomünist ve antisovyet biridir. Ama bunlardan daha önemlisi, vicdan sahibi bir edebiyat tarihçisi olmasıdır. Daha da önemlisi, böylesine objektif ve ciddi bir ilim
adamı olan Kabaklı, Nazım Hikmet’in bir şair ve sanatçı olarak hakkını teslim etmiştir.


Ahmet kabaklı yazıyor:
“Nazım Hikmet, Abdülhak Hamid’den sonra Türk şiirinde en aşırı biçim, ritim ve muhteva yenilikçisidir. Servet-i Fünuncular ve sonraki nesiller, nasıl az ya da çok Hamid’in tesirinde kalmışlarsa, Nazım Hikmet’ten sonra gelen ve Birinci Yeni(Garipçiler) ve İkinci Yeni olarak adlandırılan edebi akımlar ve bu akımlara mensup olmayan diğer şairler de, Nazım Hikmet’ten biçim, tema, duyuş, üslup ve ilham aldılar...” Nazım Hikmet’in siyasi görüşlerini katiyen kabul etmeyen, bu cihetten ona tamamıyla muhalif olan Kabaklı, “Bu memlekette hala Nazım’ı tanımak ve tanıtmak konusunda çekinmeler olmasından” yakınır.


Ahmet Kabaklı, Nazım’ı okuyup objektif ölçüler içinde tahlil etmektense ondan hala bir kavga ve öç alma vasıtası olarak yararlanmak isteyenlerin olduğundan da yakınır:


“Nazım’a hain, satılmış, Moskova uşağı diyerek işin içinden sıyrılmak isteyen ve bu nefretini sanat ve edebiyat zanneden insanlar da vardır. Anlattığım bu her iki yaklaşım da edebiyat ilmi ve sanat anlayışının dışındadır…”


Ahmet Kabaklı daha sonra şöyle devam eder:
“Nazım Hikmet’i ilk kez ilim, edebiyat ve sanat ölçüleri içinde edebiyat tarihine geçirmenin ferahlığı içinde özellikle şunu düşündüm: XIV. Yüzyılda yaşamış büyük divan ve tasavvuf şairlerimizden Nesimi de o zamanlar tasavvufun tehlikeli ve sapık bir kolu sayılan Hurifîliğe mensuptu. Zamanında bu nedenle sıkı bir takibe alınmış hatta derisi yüzülerek öldürülmüştü. Bugün Hurufîlik unutulmuştur ama buna karşın Nesimi’nin eşsiz gazelleri ve mânâlı tuyugları kalmıştır..”


Kabaklı’nın bu sözlerine kuvvet, bu gün şiirleri yaşayan ve şiirleri diller ezberi olan diğer çilekeş şairlerin akıbetini de hatırlatmak gerekir. Nefi’nin başını vurmuşlar, Pir Sultan’ı dara çekmişler, Azerbaycan şairi Molla Penah Vagıf’ı da kayalardan atıp katletmişler…


Ahmet Kabaklı’ya göre 1917 yılında, dünyanın başına kâbus gibi çöken ve sonunda kendi kendini yiyip bitiren komünizmle beraber, komünizm mücadeleleri ve kavgaları da sona ermiştir. Kabaklı:”Nazım Hikmet’in şiirlerinin en üstünleri hakkında bile, onun çağdaşı şairler hiçbir hüküm vermemiş, sadece övmüş ya da aşağılamışlardır. Ben gelecek nesillerin bizi ayıplamasını istemiyorum.” der.


Nazim Hikmetin Şiirleri – Memleketim Nazim Hikmet

Bu Memleket Bizim Dört nala gelip uzak Asyadan
Akdenize bir kisrak basi gibi uzanan
Bu memleket bizim
Bilekler kan içinde
Disler kenetli
Ayaklar çiplak
Ve ipek bir haliya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim
Kapansin el kapilari
Bir daha açilmasin
Yok edin insanin insana kullugunu
Bu davet bizim
Yasamak bir agaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardesçesine
Bu hasret bizim
Nazım Hikmet